Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

9 Mart 2012 Cuma

Şeffaflık sevindiricidir

''Kapsamlı ve çekici bir sözcük olan şeffaflık özünde yürekliliği, tutarlılığı, dürüstlüğü, ahlaklılığı, duruluğu, tam açıklığı, yasalara uymayı ve birbirimize adil davranmamızı sağlayan daha birçok unusuru barındırıyor.''
Warren Bennis, Mart 2008, Santa Monika, Kalifornia


* * *


Sivil başkomutan Abdullah Gül, Adana Pozantı Cezaevi'nde yatan çocuklara uygulanan

işkence ve taciz gibi olaylar hakkında - hiç değilse gizli kalmıyor anlamında - konuşmuş:
''Bu gibi olayların üstü örtülüyordu, hesap sorulmuyordu, tedbir alınmıyordu. Türkiye şeffaf hale gelmiştir. Artık her şey herkes tarafından takip edilebiliyor, yazılabiliyor, gösterilebiliyor.''
Bir bakıma haklı. Haklılığını Bekir Coşkun'un sözleriyle anlatabiliriz:


''Pozantı çocuk tutukevinde tutuklu çocuklara tecavüz edildiği iddia edildi… Mahkûm yakınları TBMM’ye, Adalet Bakanlığı’na, AKP bürolarına koştular…
Aman, duman…
Kimse dönüp bakmadı… İki genç gazeteci çalışıp didinip olayı belgelediler… Olay bomba gibi patladı ki…
Polis koştu…
İki gazeteciyi yakaladı…
Tıktılar içeri…
Tecavüz haberi yapmaktan…''

Görüldüğü üzere, sivil başkomutanın dediği gibi:

Pozantı olayını iki gazeteci takip edebildi, yazabildi, gösterebildi. 
Bu iki gazeteciyi polisler yakaladı ki hesap sorulabilsin. 
Bu iki gazeteciyi hapse tıktılar ki tedbir alınmış olsun. 
Ki... 
Böyle olayları takip edenin, yazanın, gösterenin başına gelenler herkes tarafından takip edilebilsin... 

Ha, şeffaf olduğumuz konusunda da haklılık payı var. Eskiden - belki - bu iki gazetecinin başına gelenlerin takip edilemediği, yazılamadığı, gösterilemediği dönemler olmuş olabilir. Şimdi ise ayan beyan, gözümüzün önünde oluyor bunlar. Ama, kimseden çıt çıkmıyor.

Bir kısım vatandaş şeffaflıktan 'çıplak gösteren gözlük' anlayıp sevinirken, bir kısmı da 'hamdolsun en azından bunları takip edebilecek kadar şeffaflaştık' diye seviniyor olmasın?...    

2 yorum: