Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

14 Haziran 2010 Pazartesi

CHP halktan özür dilemeli mi?

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, 'Sağlıkta Dönüşüm Programı' il değerlendirme toplantısı için gittiği Gaziantep'te vatandaşlarla sohbet etmiş (31 Mayıs 2010). Asıl konuya girmeden, sağlıkta nasıl bir dönüşüm yaşadığımızı Ali Tezel'den özetleyerek anlatayım:

Hatırlamazsınız muhtemelen, 2006'da Sosyal Güvenlik (SG) reformu konuşmasında eskiden Kunta Kinte olan civanım delikanlı, '18 yaşına kadar tüm çocukların sağlık giderlerini devlet karşılayacak' demiş. Bu ifadeler, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası kanununda şöyle detaylandırılmış meğer: 18 yaşını doldurmamış çocuklar hastanelere gittiklerinde bedava muayene-tedavi olacaklarmış ama, ana-baba da Genel Sağlık Sigortası (GSS) sisteminde kayıt altına alınıp, GSS primi ödeme zorunlulukları o andan itibaren başlıyormuş, daha önceden GSS sisteminde kayıtları yoksa. Ana-baba işsiz de olsa,


SG Kurumu kendilerine GSS prim borcunu işletmeye başlıyormuş; prim borcunun hediyesi de her ay faiz ve gecikme borcu oluyormuş. Sistem, 'No Way Out', yani 'çıkış yok' şeklinde işliyormuş, bildiğiniz kabadayılık yani. Diyelim bir kez doktora götürdünüz çocuğunuzu, muayeneden kaynaklanan prim borcunuz, dünya döndükçe faiz ve gecikme zammı ile Amerika'nın bütçesine denk gelebilir gibi. Ailenin aylık gelirleri (Kaymakamlıkların yaptıkları Gelir Testi sonucu belli oluyormuş bu) 243 liradan az ise Yeşil Kart ile ödüllendiriliyorlarmış; 243 ile 729 lira arasındaysa ayda 29.16 lira GSS primi, 729 ile 1458 lira arasındaysa 87.48 lira, 1458 liradan fazlaysa ayda 174.96 lira GSS primi ödemek zorundaymış vatandaş. Ali Tezel'e gelen bir örnek şöyle idi: 2008 yılı doğumlu bir kız çocuğunun babası, kızı doğduğunda işsizmiş. Sonra iş bulup SSK'lı olmuş. Kızım da faydalansın diyerek SSK müdürlüğüne gidip, kayıt yaptırmış. Geçmiş döneme ait 2500 lira prim borcuyla karşılaşmış. Şehir efsanesi gibi, değil mi? Bu faydalı bilgiden sonra asıl konuya geçiyorum.

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, yukarıda özetlediğim dönüşümü halka anlatırken(!) söz dönmüş dolanmış,
CHP'nin genel başkanı Halkçı Gandi Kemal'e gelmiş. Ve demiş ki,
''(..)CHP, iktidarımız ne yaptıysa Anayasa Mahmekesi'ne götürdü. Kılıçdaroğlu çıksın bu hizmetleri Anayasa Mahkemesi'ne götürdüğü için halktan özür dilesin. O zaman ancak bunların halkçılığını belki tartışabiliriz.'' 
26 Mayıs'ta kimi gazetelerde küçücük de olsa yer bulan bir haber vardı. CHP, Sağlık Bakanı'nın da söylediği gibi, iktidarın bir hizmetini daha Anayasa Mahkemesi'ne götürmüştü fi tarihinde. Anayasa Mahkemesi de, iktidarın gerçekleştirmek istediği, ücretli çalışanlardan daha fazla gelir vergisi alma hizmetini iptal edivermiş, iyi mi!

Halbuki CHP ve Anayasa Mahmekesi işe karışmasa, ücretli çalışanlar canı gönülden vereceklerdi gelir vergilerini fazladan fazladan. Zaten sırf bu ve benzer hizmetleri için iktidarı iktidar yapmamışlar mıydı canım?! Hatta ve hatta, kime ve nereye vereceklerini bilemedikleri için, zekat niyetine devletlerine vereceklerdi! Alan razı satan razı el ne karışır, ya da iki kişi konuşurken, üçüncüye ... yemek düşer, gibi deyimler bu gibi durumlar için vardı ama, neyse, bir kere iptal edilmiş bulundu bu hizmet!

Futbolcu ağzıyla, 'Önümüzdeki hizmetlere bakıcaz artık.'

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder