Aşağıdaki yazıyı geçen gün yazmıştım; ortalık toz duman olmamıştı daha. Ameliyat sonrası kontroller falan derken yayınlayamadım bir türlü.
Bakanların ve çocuklarının rüşvet-yolsuzlukluk soruşturması, operasyonun bir yıl önce başladığı ve diğer detayları duydukça, okudukça acı acı güldüm kendime. Ne kadar da saf düşüncelerin ürünüymüş meğer yazım. Buna rağmen ülkemi, ister Gürcü, ister Arap, ister Arnavut ve benzerleri olsun, bu topraklarda doğanları tanıdığımı tescil eden son tümcem için kendimi kutladım.
İyi okumalar...
Elbette çok sevindirici olmakla birlikte çok çok geç kalınmış bir gelişme. Hadi günümüze atfen hiç tutukmanmamalıydı demeyelim ama milletvekili seçildiği an serbest bırakılmalıydı. 'Sonunda insafa geldiler; vicdanlarının sesini dinlediler' falan hikaye.
Bundan sonrasını ilgilendiren
soru şu:
Tekrar tutuklanır mı?
Davanın Yargıtay aşaması var daha, unutmayalım. Bana sorarsanız olası senaryolar şunlar:
- Yargıtay, Balbay davasını hemen ele alır da cezasını onarsa, cemaat ve civanım delikanlı birbirlerini suçlama şansını elde ederler. Her iki taraf da Balbay'ın özgürlüğünü elinden alan taraf olarak birbirlerini işaret eder. Şu anki 'hepimiz kardeşiz açılımı'na pek uymadığı gibi seçim öncesi bu kadar ağır bir darbenin altında kalmak istemezler gibi geliyor. O yüzden seçimlerden önce Yargıtay'ın davayı ele alacağını sanmıyorum.
- Yargıtay davayı ele aldığında cezayı onarsa, civanım delikanlı taraftarı olduğu izlenimi doğar. Cemaatin yargıdaki yapılanmasının sona erdiği mesajı kuvvetlendirilerek, cemaate ve tüm ülkeye 'herşeye ben hakimim' mesajı verilmiş olur.
- Yargıtay cezayı onamaz ise, cemaat taraftarı yapının hala devam ettiği izlenimi doğar. Cemaat, civanım delikanlıya 'Sırf seni sinirlendirmek için bile olsa Balbay dahil istediğim kişilere 'aklama' kartını kullanabilirim.' demiş ve 'oyun henüz bitmedi' mesajını vermiş olur.
Tabi, bunlar hep senaryo; ne de olsa burası Türkiye, her an her şey olabilir :))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder