Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

25 Ocak 2014 Cumartesi

Yıllar öncesinden bir ders

Atatürk Amasya ziyaretindeyken vali konağında yörenin ileri gelenleri ile sohbettedir. Bir ara tam karşısında oturan birine takılır gözleri. Yaşı ellinin üzerindeki bu adam, beline kadar sakalıyla Atatürk'ün dikkatini çeker. Ata, yanındaki valinin kulağına eğilip sorar: 
- Kimdir bu?

Vali yanıtlar:
- Efendim, kendisi şıhtır; yörede çok hatırlısı vardır.

Atatürk
şıhı yanına çağırır ve:
- Bak baba, imanın ölçüsü sakalın boyunda değildir. Şunu, rica etsem de, en azından peygamber efendimizinki gibi kısaltsan.
der ve eliyle de boyun altı hizasını gösterir. 

Şıh:
- Emrin olur Paşam.
der ve yerine gider.

Aradan zaman geçer, bir akşam Atatürk Amasya'daki şıhı hatırlar. Valiyi telefonla arayarak durumu sorar. Vali, nasıl söyleyeceğini bilememekle birlikte, şıhın sakal boyunda en ufak bir kısalma bile olmadığını, aksine kimselere el sürdürmediğini anlatır. Atatürk telefonu kapatır; kağıdı kalemi eline alır ve az sonra yaverini yanına çağırıp yazdığı yazıyı Amasya Valiliği'ne tebliğ etmesini ister. Ertesi gün Amasya'dan bir haber gelir ki, şıh efendi Ata'yı görmek üzere Ankara'ya yola çıkmış. Şıh gelir, Ata'nın karşısına çıkar. Sakal tamamen kesilmiş, sinekkaydı bir tıraş olunmuş, saçlar kısaltılmış, kılık kıyafet baştan sona değiştirilmiş, bambaşka bir görünüme bürünmüştür. Atatürk'ün mesai arkadaşları bu değişimi anlayamaz ve Ata'ya sorarlar:

- Aman Paşam, o şıh ki sakalına dahi el sürdürmezdi, siz ne ettiniz de kökünden kesmesini sağladınız?

Ata gülümser, sonra da yanındakilere 

- Dün akşam Amasya Valiliği'ne bir yazı gönderdim ve şıhı Afyon'a vali atadığımı bildirdim.
der.

Ardından yeni bir yazı hazırlayıp bu yazıyı da şıha vermelerini söyler. 

Yazıda şöyle yazmaktadır:

- İnancın ölçüsünün sakalda olmadığını anladığına sevindim. Valilik meselesine gelince, bugün koltuk uğruna kırk yıllık sakalından vazgeçebilen, yarın başka şeyler için milletinden bile vazgeçebilir. Seni böyle bir ikileme mahkum bırakmayalım. Kal sağlıcakla.

Biliyorum, bu pek 'cumartesi' yazısı kıvamında olmadı gibi, ama hatırlayın, Atatürk'ün cumartesisi pazarı hiç olmadı. 

Bu anıyı 'yarası olan gocunur' mantığı ile paylaşmak istedim, hepsi bu. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder