Dün akşam İzmit körfezindeki Özsar'da yemekteyiz. Sanırsın bütün İzmit orada; müthiş kalabalık.
Deniz kıyısında olunca, haliyle esintisi de bol. Üşüyünce şal istedik. Başgarson o an için hepsini diğer müşterilerin kullandığını, boşa çıkınca getireceğini söyledi.
Birkaç dakika geçmişti ki, bizim karşı çaprazımızda oturan masadaki iki türbanlı kadına şal verildiğini görüp kendimizi de hatırlatmak üzere garsona işaret ettim. Tam o sırada türbanlı kadınlardan birine kırmızı bir şal daha verdiler ve başgarson kadındaki mavi şalı alıp bana getirdi.
''Hayırdır?''
diye sorunca ben, başgarson meseleyi şöyle açıkladı:
Demek ki laik-başı açık kadınla müslüman türbanlı kadını karşılaştırırken, laik-başı açık kadın için 'dış görünüşlerinden başka bir şeye önem vermezler' genellemesi yapanlar yanılıyormuş. Müslüman-türbanlı kadın için de dış görünüş önemliymiş; ama bunun anlaşılması için toplum içine çıkarılmaları gerekiyormuş.
Ve Tanrı kadını yarattı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder