Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

8 Haziran 2013 Cumartesi

'UFO'lar Gezi Parkı'nı istila etti!

Tabi adamlar sana "chapulcu" der, "vandal" der, "provokatör" der, "terörist" bile der yani! Hatta "tencere tava, hep aynı hava" diyerek yok da sayarlar. Onların gözünde 'zaten apolitize' olan, 'vur enseye al lokmasını' olan sen, bi anda "Unidentified Fearless Object" (UFO) yani "Tanımlanamayan Korkusuz Nesne" olup çıkıverdin.

Biliyorsun, "Unidentified flying object"ler de ilk görüldüklerinde bi küçümsenmişlerdi, bi yok sayılmışlardı; tıpkı senin gibi. Bugün, 'Uzun zamandır aramızda yaşıyorlar. Yan komşunuz bile olabilirler. Dikkat edin, sizi ya da çocuğunuzu yemesinler!' diye korkan/korkutan da var,
'Onlar bizi kurtarmaya geldi, yaşasın!' diye seven/sevdiren de.

Senden bu kadar korkmalarının sebebi de o zaten, onlar için bilinmezlerle dolu olman. Hemen, yoo ben bilinmez değilim hep böyleydim zaten, deme. Şimdi anlatıcam sana niye bilinmezlerle dolu olduğunu.

Bi gece önceki 'hareket' (TOMA, biber gazı, polis dayağı kovalamacası) sonrasında güne sazlı, türkülü ve halay çekerek başlayan UFO'lar da var, Ata'mızın "Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur." sözünü doğrularcasına yoga yaparak başlayanları da... Sana 'chapulcu' diyenler hayatlarına yogayı katsalardı, bu kadar keskin sirke olmazlardı kesin.

Masalarda bedavasından tencere tencere ev yemekleri, börekler, gönlünden kopan bakkalların gönderdiği bisküviler, ya da destekleyenlerin getirdiği simitler, peynirler mi... Aaa bak içecekleri yazmayı unutuyodum, iyi mi... Sana 'iyi niyetli değiller' diyenlerin 'bedava'dan ve 'iyi niyet'ten anladıkları peşkeş çekilerek üstüne oturdukları araziler vb, seçim zamanı dağıttıkları makarna, bulgur ve yaz günü kömürleri vb., ya da davalık olan mal varlıkları olmasın sakın?

Eh, sabah aktiviteni yaptın, karnın da tok, şimdi 'iş' zamanı. Kimi UFO'lar ellerinde eldivenlerle oraya buraya dağılmış çöpleri çöp torbalarına doldururken, kimileri de erzak kontrolü (gaz için maske, limon, sirke, süt, su, ecza dolabı, ıslak mendil vb.) yapar. Sana 'marjinal' diyen zihniyet için bu gönüllü iş bölümü, yapmak üzere seçildikleri milletvekilliği işlerinden ve kuvvet ayrılığı ilkesinden sıkılıp, 'İstediği an meclisi fesheder' yetkisini yazdıkları 'Başkanlık Anayasası' olmasın?

Artık biraz dinlenmeyi hak ettin di mi?

Dallarda hamak kurup, hafifçe salınırken mi, ağacın koca gövdesine sırtını dayayıp mı, yoksa gölgesindeki çimenlere uzanıp kitabını okuyan UFO'lar mı istersin... Hepsi var çünkü. Sana 'apolitik' diyen zihniyet ne demişti: 'O kitabı okumadım, okumaya da gerek duymuyorum.'

Bi grup UFO, arkadaşları dinlenirken görevde: Gezmeye, görmeye gelenlerden bazıları ellerindeki çöpleri yere atmaya görsün... Dayak var, diyeceğimi bekleyenler daha çok beklerler. Bu UFO'lar öyle kibarca uyarıyor ki bu 'misafirleri', hani derler ya 'dövse, sövse daha iyiydi' diye, işte o hesap... Sana 'camiye ayakkabılarıyla girip kirlettiler' diyenler bile oldu, di mi?

Bunlar olurken, bi yangın peydah olmasın mı! Dinlenen, çevresinde toplananlara konuşma yapan, elindeki işi bırakan UFO yangını söndürmeye çalışır. Sana 'vandal' diyenler, binaların camını çerçevesini kıran, otobüslere molotof atıp masumları öldüren gerçek vandallarla 'başkanlık anayasası'nda anlaşmadı zaten...

Bi de 'Serbest Kürsü' yapmamış mısın? O ne öyle, aklına esen aklına estiği gibi konuşuyo? Dinleyen UFO'lar fikri beğensin, beğenmesin alkışlıyo! Sana 'terörist' diyenler, gerçek terörist pekaka için ne demişti: 'Kendi insanımıza terörist demek çok yanlış.' Peki ya senin için 'insanların özgürlüklerine engel oluyolar' diyen zihniyet? Ohooo, buna verilecek örnek o kadar çok ki! 'Özgürlükleri biz genişletiyoruz' derken yaptıkları, aslında yapacaklarının teminatı:

'Akil insanlar heyetine karşı yapılan eylemlerin tamamının fotoları, görüntüleri elimizde. İsimlere varıncaya kadar hepsini tespit ettik...'
'Din doğruları emrediyorsa bunun karşısında mı duracaksın?' (Sonrasında resmen dedi ki: 'İçki içiyorsan alkoliksin ama bana oy verdiysen alkolikler arasına girmemiş oluyorsun.' Sorasın geldi di mi: Hani biz marjinaldik?)
'(Yazarlara) Yazın bakalım, nereye kadar yazacaksınız?' ('Tasmalarını biz çıkardık.' noktasından buralara...)
'Önüne gelen şehit gazi derneği kuruyor. Bu olmaz.'
'Sus nankör.'
'Her önüne gelen Türk bayrağı açamaz. Başımızdaki büyükler karar verir. Açmak istiyorsan izin alacaksın.' (Bi polis memurunun sözleri...) Oha olma, daha neler var da şimdi aklıma gelmedi.

Sana 'insanların özgürlüğünü kısıtlıyorlar' diyen zihniyet özgürlükleri öyle bi genişletti ki,  irticayı (gericiliği) ulusumuz için tehdit olmaktan çıkardı! Gericilik faaliyetinde bulanlara gün doğdu! (Sahi, 31 Mart 1909'daki 'Şeriat isterük!' diyen irticacıların ele geçirdiği Topçu Kışlası'nın Hareket Ordusu' tarafından topa tutulduğunu ve irticacıların isyanın böylece bastırıldığını biliyodun, di mi?) Hazır özgürlükler genişlemişken, dedin diyelim, şuradaki Ata'nın anıtına bi çelenk koyayım, bi kaç çiçek bırakayım. Yassah hemşerim! İnadım inat dedin ve yaptın, 31 yıla kadar varan hapis cezası ile karşı karşıya kalabilirsin. Keza Cumhuriyet Bayramı'nı, 23 Nisan'ı, 19 Mayıs'ı, 30 Ağustos'u vb.lerini de kendi istediğin gibi kutlayamazsın, anca 'başımızdaki büyüklerin' izin verdiği kadar özgürce kutlayabilirsin. 'Hakaret davası' adı altında 7'den 77'ye açılan hapis cezalı/astronomik para cezalı  'özgürlük genişletici'(!!!) davaları yazmıyorum bile... Neyse sen anladın konuyu.

Epey yoğun bi gün oldu. Artık sıra gecelere akmaya yani TOMA'lara, biber gazına, polis dayağına hazırlanmaya gelmedi mi?

Orkestrasını kurup opera yapan UFO'lar da var, gitarını kapıp müzik yapan da. Hazır müzik varken, tango yapmamak günah... Sahi sana 'provokatör' diyen zihniyet 'Dans eder misiniz?' sorusuna nasıl yanıt veriyordu: 'Hayat zaten bir dans.'

Buraya kadar hepsi insanlar içindi, eyvallah da ağaç diplerine yerleştirdiğin o kedi ve köpek mamalarına ne demeli? Hayvan sevgin için ne demişlerdi hatırlıyosun di mi: 'Bunların sevgili köpekleri vardır, köpekleriyle yatar kalkarlar.'

İşte böyle Unidentified Fearless Object... Onların hayatlarının kapalı olduğu ve onlar için bilinmez her şeye sen hayatını açmakla kalmamışsın, hayatının merkezine yerleştirmişsin. Sözü John Lennon'a bırakıyorum; senden neden korktuklarını hiç bir şey daha iyi anlatamazdı:
"Olay şiddet kullanımına dönüşmeye başladığı zaman, sistemin oyununa geliyorsunuz demektir. Yerleşik düzen sizi kavgaya sokmak için kızdırmaya çalışacak, sakalınızı çekecek, yüzünüze fiske atacaktır. Çünkü, siz bir kere şiddete başvurduktan sonra sizinle nasıl baş edeceklerini bilirler. Nasıl baş edeceklerini bilmedikleri tek şey, 'şiddet dışı eylemler' ve 'mizah'tır."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder