Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

15 Ağustos 2012 Çarşamba

Geçmiş zaman olur ki...

"Sayın Başbakan, savaş ortamında dahi bu ülkenin - ana muhalefet partisi başta olmak üzere - siyasi partilerine bilgi verme ihtiyacını hiç duymamıştır; ya bu meseleyi sorumluluk alanı dışında gördüğü için veya gurur ve kibri buna el vermemiştir. TBMM'de genel görüşme talebinin de iktidar tarafından gelmesi gerekirdi; çünkü savaş konuşuluyor Türkiye'de. Maalesef, bu mesuliyeti de yine muhalefet partileri olarak bizler hissetik ve genel görüşme talebinde bulunduk."

Bu sözleri okuduğunda 'Ne var yani bunda, CHP'li vekillerden birisi söylemiştir.' diyorsan fena halde yanılıyorsun aziz Türk milletinin evladı. Balık hafızalı olmayı bir maharet sayıyor olabilirsin; zevkler
ve renkler tartışılmaz denir. Ama konu ülkeyi yönetenler kim, geçmişte neler yapmış, neler demişlerdi noktasına gelince sana bir 'Dur yolcu' diyenin çıkması lazım. Cumhuriyet gazetesi okumadığını bildiğim için de, Utku Çakırözer'in yazdığı bu hatırlatmayı sana ulaştırmayı görev bildim.

Yukarıdaki sözlerin sahibi, vakti zamanında Fazilet Partisi'nde de milletvekilliği yapan, günümüzde ise Çankaya'da ikamet eden kişidir. Yani Abdullah Gül. 14 yıl önce yapmış bu konuşmayı, iyi mi?!

Tabii o günün Başbakanı Mesut Yılmaz, Abdullah Gül'e 'Anap, FP gibi bölücü terör örgütünün kuyruğuna takılacak bir parti değildir.' demedi. 

Olayın başka bir boyutu daha var.

Civanım delikanlı yukarıdakilerin haricinde bir de dedi ki:

"Terör, hükümeti yıpratmak amacıyla bir araç olarak kullanılmak isteniyor."

İyi de anam babam, farz et ki bi ülke sürekli terör belasıyla savaşıyor. Bi gün bi parti geliyor ve ilk iktidar olduğu yılda terörü sıfır noktasında alıyor. Aynı ülkede yıllar yıllar sonra, aynı iktidar baştayken, terör milletvekili dahi kaçıracak kadar - en hafifinden - işi abartıyor. Yani, bütün bunlar herhangi bi ülkedeki herhangi bi hükümeti yıpratmayacaksa, Allah aşkına birisi söylesin, geriye yıpratacak ne kalıyor?




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder