Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

15 Ekim 2010 Cuma

Ortaya yanar döner karışık...


Ümit Boyner için, 
''Bendeki kredisini tamamen tüketti.'' 
diyen Bülent Arınç'a; 

referandumdaki %58'likler için, 

''En saygıdeğer, en mert, en şerefli insanlardır.'' 

diyen akepe mvekili Kemalettin Göktaş'a, Gerard Bessette'den bir hatırlatma yapalım:


''Başkalarının gözünde, senin de başkası olduğunu hiç unutma.''

* * * *

Egemen Bağış, yurtdışında yaşayan Türklerin kendi aralarında görüş farklılığı yaşadığı için birlikte hareket edememesinden yakınmış. ''Musevilerin, Ermenilerin ve Yunanların diaspora başarısının sebebi çok basit, dayanışma.'' demiş.


'Görüş farklılığı' olması, zaten, doğanın bir gereğidir, aksi ise doğal olmayan bir durumdur, yani biraz zorlamadır. Farklı görüşlere sahip olan insanlar da dayanışabilirler. Dayanışmanın özünde ortak çıkarlar, duygular ve düşüncelerin bir araya gelmesi vardır. Yani, 'dayanışma' için 'görüş farklılığı olmaması' gibi bir zorunluluk yoktur. Sunduğu örneklerden her birinin kendi içinde yaşadıkları görüş ayrılıklarını gösterecek, geniş entellektüel kapasitesi olan bizler için, bu sözler boş olduğu kadar zekamıza hakarettir.  

* * * *

'ÖLÜM MADENCİNİN KADERİ' dendiyse, 'HALK MADENCİNİN ÖLÜMÜNE ALIŞKIN' dendiyse...

Çin başbakanına terlik, 
Tony Blair'e yumurta ve ayakkabı, 
İzlanda başbakanına ve milletvekillerine yumurta ve domates 
Deniz Baykal'a yumurta ve taş
civanım delikanlıya ayakkabı fırlatıldığında, ve 
Kurmanbek Bakiyev, Juan Carlos, Deniz Baykal, civanım delikanlı ile cumhurbaşkanı ve bakanlar ıslıklandığında, yuhalandığında...

'PROTESTO SİYASETÇİNİN KADERİ'

'SİYASETÇİ PROTESTOYA ALIŞKIN' 

dense, ne olur?

Tabii ki, madencilere söylenenden daha 'DOĞRU' olur!

* * * *


Irak İslam Yüksek Konseyi Başkanı Seyid Ammar El Hekim, Irak'ta seçim sonucunda parçalı sonuçlar çıkmasını etnik ve mezhepsel farklılıkların ön plana çıkmasına bağlamış, ve demiş ki:

''Irak'ın etnik ya da mezhepsel farklılıklardan kurtulup
 'ulusa dayalı' bir anlayışa geçmesi için 
daha çok zamana ihtiyacı var.''

Adamlar Türkiye'nin yakın geçmişteki haline imrenip, o noktaya varmak için çabalıyorken, biz de gittikçe onların bugünkü haline mi benzemeye çabalıyoruz, ne!

* * * *


Bülent Arınç, Ergenekon davası tutuklularından Türk Metal Sendikası eski Başkanı Mustafa Özbek'in tahliyesi için dedi ki:
''...Mustafa Özbek savunma yaptı mı yapmadı mı...Ama sorgusu yapılmıştır. Sorgusundan sonra zaten susma hakkı diye bir şey var, konuşmayacağım dediğinde zorla konuşturacak halleri yok. Dolayısıyla tahliye edildi....''
Demek tüm tutuklular, bunca zamandır 
  • savunma yapmasalardı...
  • sorgularında susma haklarını kullansalardı...
TAHLİYE EDİLECEKLERDİ!


Anladın sen onu...

2 yorum:

  1. Yazini her zaman ki gibi zevk ile okudum, yurt disindaki Türkler ile ilgili olarak müsade edersen acizane olarak su görüslerimi ilave etmek isterim her ne kadar Egemen Bagis'in görüslerine paralel olmasada.

    Cem karaca bir sarkisinda entellektüellerin fakir kesim ile bagdasamadiklarini belirtir. Nitekim yillarca ama yillarca bu böyle olmus ve 1970 lerden sonra bu ayrilma bir ucurum gibi olusmus. Magandalar olarak ifade ettigimiz fakir halkin bir kesimini ve fakir halkin insanlarini, aydin kesim ve zengin sinif her zaman dislamistir. Bir dönem sadece demokrat kesimin ve sol kesimin destek verdigi bu fakir kesime, baska hic bir kesim yakinlasma göstermemis.
    Bugün yurt disinda bulunan vatandaslarimizin cogu fakir kesimden geldigi icin, onlarinda tek destek buldugu taraf...bellidir. Neden AKP bu kadar taraftar buluyorsa, onlarin durumlarini bir Anglo Sakson gözüyle bakip gördükleri icindir.
    Bunu üzülerek ifade etmek isterimki, nerdeyse Hindistan'da ki, kast sistemi bizde gizli bir sekilde yerlesmis gibidir adeta. Buna dayanarak, senelerce bu kesime yani orta kesim ve daha düsük gelirli olanlara hic yaklasmamis bir anlayisin sahibi oldugu kisilerin olusturdugu grup halen vardir ve bu böylede kalacaktir.
    Brüksel'e giden ve gelen ucakta bakin bir kere bakalim kimler Business Klas'ta oturuyor ve burada oturmak icin herseyi yapiyor. Burunlarindan KIL aldirmiyan bu tipler orada otururken, daha cok referandumlar olur, secimler olur...sonuclarinida görürüz.

    Demek istedigim Dilek, ne ekersen onu bicersin misalinden, gerek yurt disinda olsun ve gerek yurt icinde olsun bir kesim unutulur öylesine birakilirsa bunun sonuclarina katlanirsin.

    BIr tarihte Brüksel'de yapilan bir yoplantida bir bakanimiz konusacakti, bizde katildik. Bizleri dinleyen bakan hanimi, bir erkek olarak ister istemez söyle bir süzdüm ki siz artik tasavvur edin, ya bir bayan süzse daha benim gôremedigim neleri gôrecek..., neyse, bu hanimin üzerindeki takilar, saati ve elbiseleri ile saniyorumki, Darûlacezenin 1 günlük tüm masraflari karsilanabilir...
    Brüksel'de ki bu toplanti eger Avrupa Toplulugu bazinda bir toplanti olsaydi, Avrupa ülkelerinden gelen diger bakanlar bu hanimefendinin görünüsüne bakarak,bize degil yardim kredisi vermeyi, bizden nasil yardim kredisi almayi arastirirlardi.

    Olusturulan bu ayrilim, nerdeyse Avrupa yakasi ile Anadolu tarafi gibi olusmustur.

    Son olarak sunu ifade etmek isterim ki, bir STARBUCK cafede veya benzeri bir yerde oturan tipleri lütfen inceleyin. Bu ortama giren zengin görünüslü bir müsteri iceri girerse gözler nasil bakiyor eger iceri giren siradan bir tip ise, " Aaaayyy, nerden geldi bu ugursuz herif " dercesine bakan gözler ile " HOSGELDiNLiYORUZ"

    YanıtlaSil
  2. 'Tecrübeyle sabit' diye nitelendireceğim yorumlarınız için teşekkürler Yavuz abi. Görüş farklılıklarıyla uğraşmaktansa, saygı duymayı öğrenmek daha akılcı bir yol.

    Saygı duymak dedim de... Birbirine gerçekten saygı duyan kaç kişi kaldı ki?

    YanıtlaSil