Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

12 Ağustos 2014 Salı

PKK mı, İD (İslam Devleti) mi?

Civanım delikanlının iki çocuğu dersek yanlışlık yapmış olmayız.

İlki, yakından tanıdığımız, yaklaşık 40 bin insanımızı şehit eden Pekaka terör örgütü. Hoş, kimi akepeliye göre 'evlatları', kimine göre yeni bir anayasa yapılacak 'ortak', kimine göre Hava Kuvvetleri K.'nı kapattıracak kadar 'hassas', kimine göre terör örgütü değil de 'karşı taraf'; o ayrı. İkincisi, adı IŞİD iken, kurucusu Ebu Bekir El Bağdadi'nin
kendisini halife ilan edip, adını da İslam Devleti (İD) olarak değiştiren, dünyaya göre terör örgütü. Hoş, akepeli dış işleri bakanına göre ise 'ayrımcılığa karşı öfke hareketi', 'tepki çıkışı'; o ayrı.

Bu, Danone reklamındaki gibi oldu: Onlara göre çikolata, bana göre süt; ama iş terör olunca hiçbir sevimliliği kalmıyor bu bakış açısı farklılığının.

Pekaka, kurulduğu günden beri Türk devleti tarafından 'terör örgütü' olarak anıldı. Akepe iktidarı ile birlikte 'masum' bir 'sivil toplum kuruluşu'ymuş algısı yaratıldı. Civanım delikanlının "Analar ağlamasın." masalı başladı. Mahkemeler teröristlerin ayaklarına gönderildi; pekakalılar 'gizli tanık' yapılınca akepepekaka el ele yüzlerce askeri hapse mahkum ettiler; sivilleri rehin alan terörister askerlerce düzenlenen baskında ölünce, askerler mahkemeye verilerek 'kasten adam öldürmek' suçundan tutuklandılar; uluslararası haritalarda doğu bölgelerimiz Kürdistan toprakları olarak gösterildi; pekakaya af isteyen Barzani akepe kongresinde 'Türkiye seninle gurur duyuyor' sloganı ile karşılandı, Hamas (dünyaya göre terör örgütü) lideri Meşal de coşkuyla alkışlandı ama herhalde Türkiye kendisiyle gurur duymuyordu ki aynı slogan atılmadı; teröristler kendi devletlerini kurmuş gibi yolları kestiler, kimlik kontrolleri yaptılar, vergi topladılar; elini kolunu sallayarak askeri alana giren bir terörist Türk bayrağımızı direkten indirdi... Yetsin gari bu kadarı.

İD'in Türkiye'ye görünen - bilinen faturası ise Reyhanlı faciası (hatırlarsanız üstlenmişlerdi) ve tır şoförleri dahil Musul Başkonsolosluğumuzu basarak rehin aldıkları 49 Türk vatandaşı. (Tereyağından kıl çeker gibi kurtarılacaklarını söylemişti civanım delikanlı; gelen haberlere göre iktidarları döneminde hayvancılığı bitirdikleri için süt ineklerinin yetiştirilmesini bekliyorlarmış.) Suriyeli mültecilerin arasına karışıp gündüz Esad'a karşı Suriye'de insan öldürüp, gece Türkiye'ye dönerek devlet hastanesi, özel hastane fark etmeksizin yaralarını bedava tedavi ettirdikleri söyleniyor. Gazetelere yansıdığı kadarıyla biliyoruz ki, oralardaki Türk vatandaşlarını korkutuyorlar, tehdit ediyorlar, huzursuzluk yaratıyorlar. Bunların dışında, kestikleri kafalarla top oynayan, öldürdükleri insanlarının ciğerlerini yiyen vs caniler topluluğu olduklarını tüm dünya ile birlikte biz de biliyoruz. (İkinci paragrafın son cümlesini bi daha okuyun.)

Gelelim, bu iki terör örgütü arasında kalan civanım delikanlının hangisinden yana tercih kullanacağına.

Pekakadan yana tercih kullanır gibi duruyor: Böceğim olduğundan değil ama Barzani ile niye bu kadar samimi göründüğünün yanıtı çıkar ilişkilerinde yatıyor, bana kalırsa. Çıkarın adını açık söylemek gerekirse Kürt petrolü; petrol demek para demek. Ayrıca, söylemde olsa bile ABD ile ters düşmeyi  bu saatten sonra - Esad yenilgisi vs'den sonra yani - göze alamaz gibi duruyor. İD, Erbil'e (petrole) yaklaşınca ne pekakası kaldı, ne Şii'si kaldı, bölgedeki can düşmanlar dahil herkes birleşiverdi. ABD de bunların arasına bombalarıyla katıldı, pekakaya silah yardımı yapıp, soykırımı engellemek adına(!) kara harekatı için düğmeye basmaya hazırlanıyor. 

Pekaka'yı tercih etmesinin bir başka faydası da şu: İslam dünyasının lideri olma sevdasından vazgeçtiğine dair herhangi bir işaret yok. El Bağdadi kendini halife olarak ilan etti ya, bakarsın civanım delikanlıya da "Beni desteklemen, halifeliğimi kabul ettiğin anlamına gelir." diyebilir! Durduk yerde risk almaya ne gerek var, değil mi ama? 

Pekakaya arka çıkması dikensiz gül bahçesi değil, bu arada. İD'nin kurucuları, askerleri arasında Saddam'ın adamları da var. Siz hatırlamayabilirsiniz ama bu adamlar şeytan gibi valla: Bağlı oldukları Saddam'ı devirmek için kara harekatı düzenleyen ABD'nin askerlerine Amerikan gazetesinde yazdığı makalede dua eden civanım delikanlıyı, ABD askerlerinin Türkiye'den Irak'a girmesine olanak tanıyacak olan 1 Mart Tezkeresi'nin TBMM'nden geçmesi için yoğun mücadele veren ve bunu sağlayamayınca İncirlik Üssü ile Türkiye hava sahasını hukuksuz olarak ABD'nin kullanımına açan iktidardaki akepeyi unutmaları mümkün değil. İstanbul'u almakla tehdit ettikleri bir gerçek.

Bakalım, zaman nelere gebe.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder